Hayvanları aralarındaki ilişkiye göre sınıflandıran ve hangi esaslara göre sınıflandıracağımızı inceleyen bilim dalına sistematik veya taksonomi denir.
Madem sistematiğin kurallarını ve prensiplerini öğreneceğiz, konunun vazgeçilmez terimi olan TÜR kavramını anlatmam gerekecek. Tür, aynı soydan gelen embriyonik, morfolojik ve fizyolojik özellikleri aynı olan ve birbirleriyle çiftleştiklerinde verimli (fertil) döl verebilen organizmalara denir.
Hedef konumuza geçmeden önce öğrenilmesi gerekilen son bir şey kaldı. Bu da homolog ve analog organlar...
Homolog organ, aynı kökten gelen ve gelişme bakımından birbirine benzeyen organlardır. Mesela balinalar ve insanlar memeli canlılardır. Balinaların ön yüzgeçleri ve insanların kolları (ikisi de memeli olduğu için) aynı kökten gelirler. Bu nedenle homolog organdır.
Analog organ, aynı kökten gelmediği halde yaptıkları iş bakımından birbirlerine benzeyen organlara denir. Mesela bir kelebek ve serçenin kanadı analog organdır. Birisi eklembacaklı diğeri kuş sınıfına girdiği halde kanatları aynı işi üstlenir.
Hayvanların sınıflandırılmasında Homolog Organ dikkate alınır. Çünkü görünüşte her şey birbirine benzeyebilir bu nedenle "kök", sınıflandırma için esas olan şeydir.
Hayvanların sınıflandırılmasında diğer başlıca esaslar aşağıda verilmiştir.
- Hücresel organizasyon
- Vücut simetrisi
- Embriyo tabakalarının sayısı
- Vücut boşluğu
- Bölme ve segmentlerin bulunması
- Ekstremite
- İskeletin bulunuşu
- Dolaşım sistemi
- Sinir sistemi
Hadi bu maddelere biraz daha detaylı bakalım.
1)Hücresel organizasyon:
Bütün canlılar hücrelerden yapılmış oldukları için hayvanlar başlıca protozoa(bir hücreli) ve metazoa(çok hücreli) olarak 2 kola ayrılmıştır.
2)Vücut simetrisi:
Simetri, bir canlının eşit kısımları ayrılabilme durumudur. Tek hücreli hayvanların vücut simetrileri yoktur. (Sonuçta her tarafında aynı organeller bulunma durumu yok.) Yani asimetriktir. Metazoalar işe radyal ve bilateral simetri olarak ikiye ayırmak mümkündür. Radyal simetride -tıpkı denizyıldızlarında olduğu gibi-merkezden geçmesi koşuluyla herhangi bir ışının organizmayı 2 eşit parçaya ayırma söz konusudur. Bilateral olanlarda ise boyuna ve yine vücudun ortasından geçen bir kesit organizmayı ikiye ayırmalıdır.
3) Embriyo tabakalarının sayısı:
Çok hücrelilerin gelişmemiş alt gruplarında 2 tabakalı olacak şekilde dokular gelişirken, diğer büyük yüksek gruplardaki canlıların 3 tabakası vardır. Bu 3 tabaka dışta ektoderm, içte endoderm ve ortada mezodermdir. 2 tabakalı canlılara diploblastik, 3 tabakalı canlılara triploblastik denmekte.
4) Vücut boşluğu tipleri:
Büyük diploblastik canlılarda ve basit hayvanlarda sindirim kanalının çevresinden vücudu örten deriye kadar hücresel dokulardan oluşmuştur. Yani bir boşluk bulunmaz, her yeri hücresel dokular kaplar. Bu boşluğa sölom boşluğu adını veriyoruz. Diploblastik canlılarda yalnızca bağırsak boşluğu bulunur ve mide boşluğu bulunmadığı için bu canlılara Asölomat canlılar diyoruz. Triploblastik canlılarda ise bağırsak boşluğundan başka bağırmakla vücut çeperi arasında ikinci bir boşluk (sölom) gelişmiştir. Sölom dışında ikinci karın boşluğu diye de adlandırabilirsiniz.
5) Bölme ve segmentlerin bulunuşu
Sınıflandırmada hayvanların tek bir parçadan yani değmemişiz veya biribirine benzer bir çok parçadan (yani segmentten) yapılmış olması önemlidir. Genellikle segmentsiz hayvanlar basit yapılıdır. Segmentli olanlarda ise vücut linear bir düzen gösterir. Mesela segmentli canlılarda kalbin, midenin, bağırsağın,damarların veya sinirlerin her bir segmentte buluyor oluşu gibi.
Bazı canlılarda segmentler dışarıdan bakıldığında görülmez. Örnek olarak insanı verebiliriz. Ancak omurlarımızı segmentasyonu örnek olarak verebiliriz.
6) Ekstremiteler
Üyeler olarak da adlandırılabilir. Bir canlının ana beden ekseninin çevresinde kalan yapılardır. kollar, kanatlar, bacaklar, yüzgeçler, antenler gibi.
7) İskeletin bulunuşu
Çok hücreli hayvanları başlı başına omurgalı ve omurgasız olarak ayırmışken "iskelet ne alaka" diye sorulması sanırım çok yersiz bir davranış olurdu.
8) Dolaşım sistemi
Hayvanlar aleminde katı sıvı ve gaz maddelerin vücudun bir yerinden diğer yerine taşınması gereklidir. Bu taşıma görevini yapan sıvıya kan denmektedir. Kan, içinde bulunan solunum pigmentine göre sarı, mavi ve kırmızı olabilir. En basit yapılı olan sünger ve sölenter gibi canlılar bir hücre yığınıdır diyebiliriz. Sğngerler ve sölenterler bir çok hücrenin birbiriyle ortak yaşama olarak büründükleri formlardır. Fakat her hücre kendi başına yaşar, besinini karşılar. Bu canlılarda dolaşırım sistemi bulunmaz. Omurgasızlarda genel olarak açık kan dolaşımı vardır. Kalbin geliştiği eklembacaklılarda damar sistemi yoktur gibi sistemlerin şekillerine göre de hayvanları sınıflandırmak mümkündür.
9) Sinir Sistemi
Sinir Sistemi, canlıların gelişmişliğiyle doğru orantılıdır. Bir canlı çevresinde gerçekleşenlerle ne kadar ilgiliyse o kadar gelişmiş düzeydedir.
Yorumlar
Yorum Gönder