FİKSASYON | 2. adım | Daimi Preparat Hazırlama | Mikroteknik
Daimi Preprat hazırlama yolunda 2. adımımıza Hoş geldiniz!
İlk önce incelemek istediğimiz canlıyı uyuşturmuştuk. Şimdi ise öldürmemiz gerekiyor. Fakat asıl dikkat etmemiz gereken nokta şu: Amacımız canlıya işkence uygulamak değil. Canlı aniden ve en kısa zamanda ölmeli ve sonrasında dokusunun, hücrelerinin, proteinlerinin yapısı bozulmamalı. Çünkü biz uzun zaman sonra bile bu dokuları incelemek istiyoruz. 3 boyutlu yapısı bir proteini, şişmiş hatta patlamış bir hücreyi mikroskopta nasıl inceleyebiliriz ki?
Bu nedenle fiksasyon aşaması çok önemlidir. Fiksasyon (başka bir deyişle tespit etmek) için kullanılan tüm malzemelere, çözeltilere fiksatif veya fiksatör denmektedir. Fiksatifler dokuya etki ettikleri zaman sitoplazmayı pıhtılaştırır veya çökeltir. Fakat endişelenmeyin, her iki durumda da proteinler esas yapısını korur.
Fiksasyon işleminin, anatomik elemanların yapı ve şekillerini değiştirmeye vakit bulmadan süratle öldürmek, hücre ve dokunun morfolojisini korumak ve bunların çeşitli boyalarla boyanmasına hazırlamak için yapılan bir çalışma olduğundan az önce bahsettik. (Aklınızda yer etsin diye bir kez daha tekrar ettim:))
Fiksasyonun yapılmasıyla:
- Doku ve hücreler arasındaki kırılma indisi arttırılmış olur.
- Hücre ve dokular sertleşir ve bundan sonraki işlemler kolaylaşır.
- Hücre ve doku elemanlarının dağılması önlenmiş olur.
İYİ BİR FİKSATİF NASIL ÖZELLİKLER TAŞIMALI?
- Dokuya iyi bir şekilde nüfus etmesi gerek. Bu yetenek çeşitli fiksatiflere göre farklılık gösterir. Mesela asetik asit dokuya hızlıca nüfus eden bir fiksatörken, ozmik asit veya pikrik asit dokuya çok yavaş bir şekilde nüfus eder.
- Dokudaki proteinlerin tümünü pıhtılaştırmalı. Bu pıhtılaştırma ani şiddetli olmalıdır. Aksi takdirde dokuda büzüşmeler meydana gelir. Asetik asitli fiksatifler iyi sonuç verir. (Biliyorum asetik asidi çok övdüm ama ne yapayım gerçekten iyi bir fiksatif. En hamaratı olanlarından birisi...)
- Fiksatörün asitliği de önemlidir. Dokuların asitleştirilmesi ile pıhtılaşma ve çökme olur.
- Tespit esnasında (tespit etmek=fiksasyon) sırasında sıcaklık da önemlidir. Genellikle histolojik (histoloji= dokuyu inceleyen bir bilim dalıdır.) fiksatifler oda sıcaklığında kullanılmalıdır.
- Ayrıca küçük bir detay daha: Fiksatifin hacmi materyalin 15 ile 20 katı kadar olmalı. (yoksa dibe çöküp yapışabilir.
- formalin
- aseten
- etil alkol
- formaldehit
- etil alkol
- asetik asit
- pikrik asit
- potasyum bikarbonat
- vb...
- Madensel Fiksatifler
- Organik Fiksatifler
- Madensel tuzlar (bikarbonatlar): Genellikle stronsiyum ve Çinko bikarbonatları kullanılır. Bazik özelliktedirler. Baryum, Kalsiyum ve Bakır bikarbonatları mitoz bölünme için iyi bir tespit maddesidir (fiksatördür). Bu çözeltilerin pH'ı 4,2 'nin üzerinde olursa sitoplazma iyi tespit edilir. pH'ı 4,2'nin altında olursa çekirdek daha iyi tespit edilir. Biraz daha madensel tuzlara örnek isterseniz: civa klorür, platin klorür, uranyum nitrat, sodyum florür vb... tespit özelliği olan diğer madensel tuzlardır.
- Madensel asitler: Temel olarak 2 TANE en çok bilinen örnek vereceğim :
- Kromik asit: kırmızı kristalleri vardır. dokuyu oldukça iyi sertleştirse de dokuda büzülmeye yol açar. saf suda %1'lik çözeltiler halinde kullanılır. dokuda büzülmeye sebep olduğu için dokuyu büzüştürmeyecek başka fiksatörerle de kullanılabilir.
- Ozmik asit: sarımsı kristaller halindedir. çabuk buharlaşan bir maddedir. ancak buharı zehirleyici özelliktedir. hücreleri çok hızlı bir şekilde öldürür. Sitoplazmayı iyi tespit eder. çekirdeği tespit etme özelliği yoktur.
- Organik asitler: Neden 2'ye ayırmıyoruz ki? en çok kullanılan 2 organik asit nelerdir? asetik asit ve pikrik asittir.
- Organik indirgeyici: Metil alkol ve Etil alkol olmak üzere en çok kullanılan indirgeyici olarak 2'YE ayırabiliriz.
Etil alkol: Saf haldeyken iyi bir fiksatiftir. Dokuların fazla suyunu almak için kullanılır. Frotisler için yaygın kullanılır. Yağları çözer ve glikojeni çöktürür. Aynı zamanda sitoplazmayı çok iyi tespit eder.
Yorumlar
Yorum Gönder